Diş Dolgusunun Ömrü Ne Kadardır
Diş dolgusu denildiğinde, hemen herkesin aklına benzer bir soru gelir: “Bu dolgu bana ne kadar süre dayanacak?” Aslında bu soru, bir merakın ötesinde küçük bir endişeyi de içinde barındırır. Çünkü ağız sağlığı, günlük hayatımızı doğrudan etkileyen; yemek yemekten konuşmaya, gülümsemekten özgüvene kadar uzanan çok geniş bir alanı kapsar. Ağzımıza yapılan her işlem, ister istemez “kalıcı mı, geçici mi?” düşüncesini de beraberinde getirir.
Ancak diş dolgularının ömrü, tek bir rakamla ifade edilebilecek kadar net değildir. Bir dolgu, sadece dişin içine yerleştirilen bir madde olarak düşünülmemelidir. O dolgu, sizinle birlikte yaşamaya başlar. Sabah kahvenizden gece atıştırmalıklarınıza, diş fırçalama alışkanlığınızdan farkında olmadan sıktığınız dişlerinize kadar pek çok etken, dolgunun kaderini belirler. Hatta bazen yoğun stres altında geçen bir dönem bile, dolgunun dayanıklılığını etkileyebilir.
Bazı insanlar için bir dolgu yıllar boyunca tek bir sorun çıkarmadan görevini yerine getirir. Ne ağrı yapar ne de varlığını hissettirir. Diğer yandan, aynı tür dolgu başka bir ağızda birkaç yıl içinde problem yaratabilir. İşte bu noktada “Dolgunun ömrü neden kişiden kişiye bu kadar değişiyor?” sorusu gündeme gelir. Cevap ise, dişin kendisi kadar, onu kullanan alışkanlıklarda gizlidir.
Temel Gerçek: Her Dolgu Aynı Değildir
Diş dolgularından söz ederken gözden kaçırılmaması gereken en önemli gerçek şudur: Her dolgu aynı değildir ve her ağızda aynı performansı göstermez. “Dolgu yaptırdım, artık yıllarca sorun yaşamam” düşüncesi kulağa rahatlatıcı gelse de, işin aslı biraz daha karmaşıktır. Çünkü bir dolgunun ne kadar süre dayanacağı, yalnızca hekimin yaptığı işle değil; kullanılan malzemeyle ve sizin günlük alışkanlıklarınızla da yakından ilişkilidir.

Günümüzde diş hekimliğinde farklı ihtiyaçlara ve beklentilere hitap eden çeşitli dolgu malzemeleri kullanılır. Estetik beklentiler, dolgunun yapılacağı dişin konumu, çiğneme kuvveti ve hatta hastanın yaşam tarzı bile bu seçimde belirleyici olur. Bu nedenle “en iyi dolgu hangisi?” sorusundan ziyade, “benim için en uygun dolgu hangisi?” sorusu çok daha anlamlıdır.
Bu dolgu türleri arasında en sık karşılaşılan ve en çok tercih edilen seçeneklerden biri ise kompozit, yani halk arasında bilinen adıyla beyaz dolgularıdır.
Kompozit (Beyaz) Dolgular
Beyaz dolgular, özellikle estetik kaygısı olan kişiler için adeta kurtarıcı niteliğindedir. Dişin doğal rengine birebir uyum sağlayabildiği için, gülümsediğinizde ya da konuşurken dışarıdan fark edilmez. Bu yönüyle sadece ön dişlerde değil, arka dişlerde de sıklıkla tercih edilmeye başlanmıştır. “Dolgu yaptırdığım belli olmasın” diyen pek çok kişinin ilk tercihi olmasının nedeni de tam olarak budur.
Kompozit dolguların bir diğer önemli avantajı, dişe özel olarak şekillendirilebilmesi ve diş dokusuna yapışarak tutunmasıdır. Bu sayede dişten fazla madde kaldırılmadan, daha koruyucu bir yaklaşım uygulanabilir. Doğru teknikle ve iyi bir izolasyonla yapıldığında, hem fonksiyonel hem de estetik açıdan son derece tatmin edici sonuçlar verir.
Beyaz dolguların ortalama kullanım süresi genellikle 5 ila 10 yıl arasında değişir. Ancak bu süre, kesin bir sınır değildir. Ağız bakımına özen gösteren, düzenli diş fırçalayan ve diş ipi kullanan kişilerde bu dolguların 10 yıl hatta daha uzun süre sorunsuz kaldığına sıkça rastlanır. Öte yandan, diş sıkma veya gıcırdatma alışkanlığı olan kişilerde, çok sert yiyecekleri sık tüketenlerde ya da ağız hijyenine yeterince dikkat edilmeyen durumlarda bu süre daha kısa olabilir.

Dezavantaj olarak bakıldığında, kompozit dolguların çok yoğun ve sürekli çiğneme kuvvetlerine maruz kaldığında zamanla aşınabilmesi ya da yüzeyinde küçük çatlaklar oluşabilmesi mümkündür. Bu, genellikle dolgunun “başarısız” olduğu anlamına gelmez; ancak düzenli kontrollerle izlenmesi ve gerektiğinde küçük düzeltmeler yapılması gerekebilir.
Amalgam (Gümüş) Dolgular
Eskiden çok yaygın olan amalgam dolgular, günümüzde estetik kaygılar nedeniyle daha az tercih edilmektedir.
-
Ortalama ömrü: 10–15 yıl
-
Avantajı: Dayanıklıdır, çiğneme kuvvetine dirençlidir
-
Dezavantajı: Estetik değildir, dişte renk değişimine neden olabilir
Doğru yerleştirilmiş bir amalgam dolgu, uzun yıllar sorunsuz kalabilir. Hatta bazı kişilerde 20 yıla kadar dayandığı görülür.
İnley – Onley Dolgular
Laboratuvar ortamında hazırlanan bu dolgular, klasik dolgulara göre daha dayanıklıdır.
-
Ortalama ömrü: 10–20 yıl
-
Avantajı: Çok sağlamdır, diş yapısına uyumu yüksektir
-
Dezavantajı: Maliyeti daha yüksektir
Özellikle büyük çürüklerde ve arka dişlerde tercih edilir.

Dolgunun Ömrünün Bittiğini Nasıl Anlarsın?
Diş dolguları çoğu zaman “artık işim bitti” diye açık bir uyarı vermez; ancak vücudun kendine özgü küçük sinyalleri vardır. Daha önce sorun yaşatmayan dolgulu bir dişte aniden ortaya çıkan hassasiyet, çiğneme sırasında hissedilen sızı ya da ağrı, dilinizle yokladığınızda dolgunun kenarında takılma hissi oluşması bu işaretlerden bazılarıdır.
Aynı şekilde dolgunun renginde zamanla meydana gelen değişimler ya da özellikle metal içerikli dolgular varsa ağızda fark edilen metalik tat da göz ardı edilmemelidir. Bu belirtiler, dolgunun artık görevini eskisi gibi yapamadığını ve yenilenmeye ihtiyaç duyduğunu gösterebilir. Erken dönemde fark edilip müdahale edildiğinde çoğu zaman diş korunabilir; ancak gecikildiğinde sorun derinleşir ve kanal tedavisi gibi daha kapsamlı işlemler kaçınılmaz hale gelebilir.
Dolgu Yenilenmezse Ne Olur
Süresi dolmuş ya da yıpranmış bir dolgu, çoğu kişinin sandığı gibi yalnızca “yerinden çıkar mı?” endişesiyle sınırlı değildir. Asıl risk, dolgunun altında sessizce ilerleyen ve çoğu zaman hiçbir belirti vermeyen gizli çürüklerdir. Bu çürükler fark edilmeden derinleşir, dişin iç dokularına doğru yol alır ve genellikle beklenmedik bir anda, ani ve şiddetli bir ağrıyla kendini belli eder. İşte bu noktada sorun artık sadece dolgunun yenilenmesi olmaktan çıkar.

